Sunday, December 28, 2008

Anadolu’dan Türk’ü Sürme Savaşı

Neval Kavcar

Madenlerimiz hakkında araştırma yapan batılılar daha 1900’lü yılların başında, Anadolu’nun neresinde ne var biliyorlardı. Sevr başta olmak üzere Anadolu’nun parçalanması senaryosunda en önemli konu, bu topraklarda etkili bir devletin hele bu devlet Türklerin elinde ise hiç olmaması üzerine kuruludur.

Gerek “Kürt Sorunu” ve gerekse “Sözde Soykırım”ın temelinde bu vardır.


Türkiye “Petrol denizi” ya da altın, bor ve diğer madenlerin yapılan tespitlerin ötesinde olduğu söylendiğinde “hayal mahsuru” olarak nitelendi yıllarca. Kimse Türkiye’nin yakın noktalarında petrol ve doğal gaz var, Türkiye’de niye yok sorusunu sormadı. Düşünmesine dahi müsaade edilmedi.

Son ”Petrol Yasası” TBMM de görüşülürken Hrant Dink katledildi. Dink’in ölümü ile aynı anda yasalaşan petrol yasasından AKP iktidarı “Türkiye’nin millî menfaati gözetilir” maddesini çıkardı.

Derhal ortama “Ermeni Düşmanlığı mı var?” konusu atılarak, aylarca bu konu tartışıldı. Oysa bu ülkede doğan, o yaşa gelen Hrant Dink’e tüm söylemlerine rağmen bir tokat mı atlmıştır? Ölümünden kimin çıkarı varsa, katili onlardır.

Petrol yasası yasalaşma aşamasında öldürülen Hrant Dink’in üzerinden aynı zamanda “Sözde Soykırım” görüşmeleri hız kazanmıştır. Bu konuda ayak direyen devletler, “kabul noktasına “gelmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin Anayasası bu yüzden gündeme getiriliyor. “Değişemez Maddeler” birilerine işte ondan batıyor. “Ulus Devlet “yerine, parçalara bölünmüş etnik devletçikleri kontrol etmek daha kolaydır. Emperyalizmin değişmez taktiği ” Parçala, böl ve yut.”

2003 yılında AKP gelir gelmez “Bor Enstitüsü” kurdu, çıkardığı yasa ile. Altı yılda “bor” üzerinde hangi gelişmeler yaşandı? Bu konuda hiç bilgi düşmez medyaya farkında iseniz. Altı yıldır siyaseti magazinleştiren AKP ile yönetiliyoruz. İşe yaramaz, gündem oluşturan konularla meşgul ediliyoruz.

Bir yandan da PKK saldırıları. Öbür yandan “Kürt Sorunu”. Yok “Mini Anayasa” . “Erivan’a maça, Irak’a barış görüşmesine gitme. Hükümet bahsi geçen konuları çözüm adı altında, Batının istediği şekle getirmek için mesaide ne yazık ki.

Manisa’dan yüksek oktanlı petrol çıkmış. Kazası Soma’da bor ve kömür var. Hangi şirketler çıkarıyor bunları ve Türkiye’ye getirisi nedir? Bor üzerinde ne çalışması yapılıyor?

Kendisi gibi onlarca devlete yetecek zenginliği olan Türkiye, IMF önünde düğme ilikleyip, boyun büküyor.

Anayasa’dan Atatürk’ü çıkarmaya teşebbüs edenlerin dostları, 1920’lerde Atatürk’ün bu topraklardan kovduğu batılılar. Mehmet Akif’in “Nerde gösterdiği vahşetle bu bir Avrupalı” satırlarının günümüz versiyonu.

Bu ülkeye 2. bir Atatürk gerek.

Acilen.

* * *
Danalar Geri Gitmemiş

Başbakan “Kurbanlıklar geri gitmedi, demek ki herkes rahat kesti” diyor. Yani “Ekonomik Kriz “yok demeye getiriyor. Bilmiyor mu bu ülke insanı yılda bir gelen kurbanı kesmek için, tüm zorluğa katlanır. Gerçi kriz “psikolojikmiş”. Yani var sanıyormuşuz.

Kurbanlık dana ülkenin refah seviyesinin göstergesi olabilir mi?

Kendisinin Kurban Bayramı tatilini “Rixos”ta eda etmesine bakarak ülkenin ekonomik göstergesine 7 yıldızlı diyebiliriz, dana hesabından yola çıkarsak.

Başbakan bir de diyor ki:
“Habere göre ’kriz vatandaşı evine hapsetmiş, bu sayede son 3 ayda LCD televizyon satışları yüzde 25 oranında artmış’ ki bizim eleştirdiğimiz nokta da işte budur.” ( Hürriyet- 20.12.2008)

Başbakan neyi eleştiriyor, anladınız mı?

Nevalkavcar@yahoo.com
28 Aralık 2008 Pazar
http://www.sonsayfa.com/Kose-Yazisi-anadolu8217dan-turk8217u-surme-savasi-761-48.html

No comments: