Thursday, March 26, 2009

Obama... Ermenistan Bahisleri ve Atatürk !

Soykırım iddiaları yine gündemimize oturmaya başlıyor. Ermenistan'da özel bahisler bile açılmış durumda, Obama soykırım diyecek mi demeyecek mi diye. Bu Pazar siyaset rengini verecek Türkiye'de ve takibinde ermeni soykırımı iddialarıyla oyalanacağız anlaşıldı.

Geçen yazımda bahsetmiştim Obama soykırım demeyecek tabi diye çünkü Afganistan'a asker gönderme yemeği koyulacak önümüze. Aynen de öyle oldu bakın bu sabah milli savunma bakanı Vecdi Gönül yaptığı açıklamada Obama'nın asker isteyebileceğini belirterek gönderebilineceğini söyledi. Ben şaşırmadım. Yalnızca beklediğim şu, acaba Ermeni Soykırımı nasıl yankılanacak dünyada ve Türkiye'de. Çekinecektir elbette soykırım sözcünü kullanmaktan, evet yapılmıştır demekten. Özellikle hareketlenen Ermenistan ve Türkiye ilişkilerini de kendisine savunma haline getirecek Obama. Bunun karşılığı Afganistan ve Irak'tan çekilme döneminde bölgesel olarak Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu bilmesidir.

Obama'nın açıklamalarının heyecanla beklenmesi bir yana acaba bizim aydınlar! ne yapacak o gün ben asıl onu merakla bekliyorum. Acaba kaç aydınımız evet yaptık diyecek!Evet, Ermenilere soykırım yapılmış diyen bu günün Türkiye'sinin aydın geçinen insanları o zamana asıl ayna tutacak kişinin yaklaşımını ve konuya cevabını bilmiyor olabilirler mi? Muhtemelen hayır ama işlerine gelmiyor belki de bilmek.

Bakınız; Atatürk, 26 Şubat 1921'de Amerikalı gazeteci Clanence K. Streit'in sorusu üzerine, Ermeni tehcirine ilişkin şu tarihi gerçekleri dile getirdi:

"Düşmanca ithamda bulunanların sürdükleri büyük mübalağalar dışında Ermenilerin tehciri meselesi aslında şuna inhisar etmektedir:Rus Ordusu 1915'de bize karşı büyük taarruzunu başlattığı bir sırada o zaman Çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak Komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti.Düşmanın sayı ve malzeme üstünlüğü karşısında çekilmeye mecbur kaldığımız için kendimizi daima iki ateş arasında kalmış gibi görüyorduk. İkmal ve yaralı konvoylarımız acımasız bir şekilde katlediliyor, gerimizdeki köprüler ve yollar tahrip ediliyor ve Türk köylerinde terör hüküm sürdürülüyordu.
Bu cinayetleri işleten saflarına eli silah tutabilen bütün Ermenileri katan çeteler, silah, cephane ve iaşe ikmallerini, bazı büyük devletlerin daha sulh zamanından itibaren kendilerine kapitülasyonların bahşettiği dokunulmazlıklardan istifade ve bu maksada matuf olarak büyük stoklar husule getirmeye muvaffak oldukları Ermeni köylerinde yapıyorlardı."

Şimdi bu cevaba karşılık içimizden yaptık diyenler durup tekrar düşünmeliler. Kardeşçe yaşamak bir yana savaş döneminde olanlar bir yana bırakılmalıdır artık. Geçmişi pişirip tekrar gündeme getirmek yalnızca ülkelere ve iki ırkın insanına zarar vermekten başka hiçbir işe yaramaz.
Kabul etmek ya da etmemek sizleri ne insan yapar ne de insanlıktan çıkartır.
Televizyon ekranını hep eleştiriyorum ama ilgiyle izlediğim bir dizi varsa o da Elveda Rumeli. Öyle güzel işleniyor ki bu dizide Osmanlı'nın son dönemleri. İşte orada gösteriyor kendini Ermeni, Bulgar ve Yunan'ların yaptıklarını ve Osmanlı'yı.
Bir dizi tarihe bu kadar güzel ışık tutabilir belki de. Aslında ne kadar dostça yaşayan insanların devletler tarafından savaşa sürüklendiği ve Atatürk ‘ün açıklamasına ne kadar yakın olduğunu olayların.
Eğer izlemeyeniniz varsa bir bakın derim ben.
Sonrası takkeyi önünüze koyup düşünün.24 Nisan diye bir tarih anılmalı mı bu günün Türkiye'sinde.
http://www.sonsayfa.com/Kose-Yazarlari-berna-can-51.html

No comments: