Sunday, March 7, 2010

Bir Diktatorluk Araci Olarak Referandum
Prof. Dr. Emre Kongar

Insan haklari ve demokrasi kavramlarinin gelistigi yirminci yuzyildaki diktatorlerin pek cogu hem demagog hem de diktatordurler:Yani hem halkin duygularini oksayarak onu guzel sozlerle aldatir, hem de bu yolla baski kurarlar.Bunlarin tipik ornegi Hitler’dir.

Birinci Dunya Savasi’ndan buyuk bir yenilgiyle cikmis, haksizliga ugradigini dusunen ve ekonomik bunalimla karsi karsiya olan Alman halkinin duygularini oksayarak secim mekanizmasini kullanmis, sonunda kanli rejimini kurmustur.Tabii baska ornekler de var. Omrunun sonuna kadar iktidarda kalmasini referandum yoluyla onaylatan diktatorlerin bir bolumu gunumuzde bile hâlâ iktidarlarini surdurmektedir.

Yikilan Sovyetler Birligi’nde ise secim mekanizmasi hep kullanilmis ve sonucta yuzde doksanlari asan bir katilim ve oy ile mevcut yonetimler diktatorluklerini surdurmustur. Tarih boyunca ne secim, ne de referandum tek basina demokrasinin guvencesi olabilmistir. Tam tersine her iki mekanizma da, zaman zaman demokratik bir rejimden bir diktatorluge gecisin araci olarak kullanilabilmistir.

*** Demokratik rejimin olmazsa olmaz bazi onkosullari vardir.
Bunlari degistiremezsiniz. Demokrasilerde, rejimin temellerini olusturan ilkeleri referanduma goturemezsiniz.
Bunlar, Turkiye’deki mevcut tarihi ve toplumsal ozellikler ile anayasal gerekler dikkate alinacak olursa kisaca “demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti” ilkeleri olarak belirtilebilir.
Ornegin, asagidaki konulari sinirlamak ve kisitlamak amacina donuk referandumlar yapamazsiniz: Serbest, seffaf ve muntazam secimler.
Inanc ve inanmama ozgurlugunu guvenceye alan, devletin butun inanclara ve inancsizlara esit uzaklikta kalmasini saglayanlaiklik. Rejimin, bireyleri hem birbirleri, hem devlet, hem de cogunluk karsisinda guvenceye alan hukuk devleti ve bunun geregi olan yargi bagimsizligi. Devletin vatandaslarina karsi sorumluluklarini belirleyen sosyal devlet. Daha gecenlerde, Isvicre’deki minare oylamasini elestiren Basbakan Recep Tayyip Erdogan, inanclarin referanduma sunulamayacagini, bunun demokrasiyle bagdasmayacagini soyluyordu.

*** Turkiye’nin Cok Partili Rejim tarihi ne yazik ki bu bakimdan yanlislarla doludur: Bunlarin en tipik ornegi, artik kotu ve baskici bir anayasa oldugu herkes tarafindan kabul edilen 12 Eylul Anayasasi referandumudur. Yuzde 92 ile kabul edilen anayasa icin yapilan referandum sirasinda hem aleyhte propaganda yasa ile yasaklanmis, karsi oy verecegini belirten Oktay Akbal yargilanip mahkûm edilerek hepse atilmis...

Hem atilan oyun rengini gosteren seffaf zarflar kullanilmis...

Hem de anayasanin kabulu ile Kenan Evren’in Cumhurbaskanligi onaylanmis olarak kabul edilmistir. Boylece demagojik bir diktatorlugun referandumu nasil kotuye kullanacaginin en iyi ornegi verilmistir. Hemen belirtmeliyim ki AKP doneminde yapilan Cumhurbaskani’nin halk tarafindan dogrudan secilmesine iliskin referandum da, Turkiye’deki demokratik rejimin Parlamenter ozelligini zedelemesi bakimindan yanlistir.

*** Simdi AKP, rejimi iyice cikmaza sokacak bir baska anayasa degisikligini referanduma sunmaya hazirlaniyor:
Onerilen degisiklikler, yuksek yargi organlarini siyasetin dogrudan etkisine sokacak onlemler. Boyle bir referandumun Turkiye’de demokrasinin sonu olacagini soyleyebiliriz.

ekongar@cumhuriyet. com.tr; http://www.kongar.org/

No comments: