Sunday, June 20, 2010

Adım Adım Eyalet...
Adım Adım Bölünme
Ali Serdar Bolat

Aydınlık Gelecek

Her planın, projenin bir başlangıç noktası vardır. Örneğin, 5 katlı bir ev yapmak için önce temel kazmak zorundasınız. Doktor olabilmek için de önce ilkokula başlamanız gerekir. 7 yaşında doktor olan gördünüz mü?

Gelelim Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'ne...

Nedir bunun amacı?

Eski ABD Dışişleri Bakanı Kondi Rays'ın övünerek açıkladığı gibi, "24 İslam ülkesinin sınırlarını ve rejimlerini değiştirmek".
Ve bu alt üst oluşlarla İslam ülkelerini zayıflatarak İsrail'in varlığını güvence altına almak.
Ama bir anda 24 ülkenin sınırları ve rejimleri değiştirilemez, öyleyse bir yerden başlamak gerekli.

Başlangıç noktası, İslam ülkeleri arasında ikinci bir İsrail meydana getirmek. Yani Ortadoğu'da Amerika'nın tam kontrolünde olan yeni bir devlet meydana getirmek.
Öyle ki, bu devlet projenin uygulanmasında bir ABD üssü olarak kullanılabilecek.
Hem de, İsrail'e tamamen dost bir devlet kurulmuş olacak.
İsrail bölgede yalnızlıktan kurtulacak. İşte bu devlet, projede "Büyük Kürdistan" olarak belirlenmiştir.
Bu İkinci İsrail, varlığını tamamen Amerika'ya borçlu olacağı için buna Kukla Devlet diyoruz. "Büyük Kürdistan", Türkiye, Irak, Suriye ve İran'dan koparılacak olan toprak parçaları birleştirilerek kurulacaktır. Başşehri ise Diyarbakır olacak. İşte, bu projenin Eşbaşkanı olduğunu 34 değişik yer ve zamanda kameralar karşısında açıklamış olan Recep Bey, yine kameralar karşısında: "Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi var ya, işte bu proje içinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir" diyerek planı ifşa etmişti. "Büyük Kürdistan"ın kurulmasına Barzani Devleti oluşturularak başlandı.
İşbirlikçi Türkiye hükümetleri, Amerikan Çekiç Güç'ün görev süresini defalarca uzatarak Barzani Devletinin oluşturulmasına katkıda bulundular. Çekiç Güç, Irak ordusunun kuzeye geçmesine engel olarak yıllarca bu Kukla Devletin yavaş yavaş oluşmasını sağladı.
Şimdi sıra geldi Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunu Barzani Devleti ile birleştirmeye.

Irak işgali öncesinde ABD'nin o zamanki Ankara Büyükelçisi Robert Pearson bu görevi şöyle anlattı:
"Türkiye'nin güneydoğu ve doğusuyla, Irak'ın kuzeyi tek bir ekonomik bölge olmalı". Geçen hafta Türkiye'ye gelen Barzani ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Tam ekonomik entegrasyon" kararı aldılar. Demek ki, burada da başlangıç noktası ekonomik entegrasyon. Ekonomik olarak bütünleşecek olan Kukla Barzani Devleti ile Türkiye'nin doğu ve güneydoğusu, siyasi olarak birleşmeye bir adım daha yaklaşmış olacak.
Bu süreçte, Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunun Ankara ile bağlarını gevşetmesi gerekiyor. Bunu sağlamak için, önce Kalkınma Ajansları kuruldu.
Bu sayede eyaletleşmenin önü açılıyordu. Daha sonra Adalet bakanlığı, Bölge İstinaf Mahkemeleri kurulması için harekete geçti. Böylece merkezi yönetim ve denetim zayıflayacak, ekonomik ve yönetsel olarak Ankara'dan giderek bağımsızlaşan eyaletler meydana gelecekti. Şimdi de bunun hukuki altyapısını hazırlamak için AKP hükümeti düğmeye bastı. Belediyeler Kanunu'nda değişiklik yapılması için 14 AKP Milletvekili kanun teklifi verdi. Bu teklif kanun olarak yasalaşırsa, belediyelerin yetkileri inanılmaz şekilde genişleyecek. Belediye başkanları eyalet valisi gibi hareket edebilecekler. Zaten daha önce, PKK'lı belediyeler, Barzani Devletinin belediyeleri ile bir birlik kurmuşlardı. Şimdi bu birlik, ekonomik entegrasyonu sağlamak ve Ankara'nın yönetim alanından çıkarak Erbil yönetimi etrafında birleşmek için hukuki açıdan da serbest hale gelecek. Bundan sonraki adım da, eşyanın tabiatı gereği, entegre olmuş ekonomik bölgenin siyasi bir sınır içinde birleşmesidir.
Bu da, ya referandum yoluyla, ya da kitlesel ayaklanma yoluyla hayata geçirilecektir. Bunun altyapısı da hazırlanmıştır.

İşbirlikçi Türkiye hükümetleri, İkiz Yasalar denilen ihanet yasalarını kabul ederek, bu soruna Birleşmiş Milletler'in müdahalesinin önünü açtılar.

Ekonomik bütünleşme sağlanınca PKK'nın yasal partisi "İkiz Yasalar gereğince kendi kaderimizi tayin etmek istiyoruz" deyip referandum isteyecek.

İkiz Yasalar gereği Türkiye Hükümeti "Ayrılma Referandumu"nu kabul etmek zorunda kalacak.

Kabul etmezse, ayaklanma başlayacak.

Türk Ordusu ayaklanmaya müdahale ederse,
İkiz Yasalar'a atıfta bulunan Birleşmiş Milletler askeri müdahalede bulunacak.

Bir yandan da:

"Eskiden Ermeni soykırımı yaptıkları gibi şimdi de Kürt soykırımı yapacaklar" diye dünya kamuoyuna müdahale kabul ettirilecek.

(Ermeni Soykırımı yasaları çıkarılmasının sebebi tarih araştırması değil, Türkiye'yi bölmek için yapılacak olan askeri müdahalenin şimdiden altyapısının hazırlanmasıdır.
Bizim şaşkın ve işbirlikçi politikacılarımız "Tarihçiler araştırsın" diyecek kadar ihanet içindedirler. Emperyalist ülkeler tarih araştırması yapmıyor, Türkiye'yi bölmek için dünya kamuoyunu hazırlıyor.)

İşte hain plan bu.

Kendisinden önceki işbirlikçi hükümetlerin mirasını devralan AKP hükümeti, bu hain proje için gereken adımları aceleyle atmaya çalışmaktadır. "

Açılım" denen ihanetin kısaca açıklaması budur. ++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Kalkınma Ajansları ile eyaletleşmeye ekonomik zemin hazırlayan iktidar, çalışmalarına hız verdi.

Önce Adalet Bakanlığı, 'Yargı Strateji Reformu Taslağı'yla İstinaf Mahkemeleri'nin hayata geçirilmesi için harekede geçti.

Şimdi de Belediye Kanunu'nda değişiklik yapılmak isteniyor.

Böylece, Türkiye'nin parçalanacağı endişesiyle büyük tepki çeken eyelatleşmenin önünü açmak için büyükşehir belediye başkanlarının yetkileri genişletiliyor.

AKP'li 14 milletvekilinin hazırladığı Belediye Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM'de bugün görüşülecek.

Buna göre; belediye, belediye meclisi kararıyla;
konut alanları, sanayi alanları, ticaret alanları, teknoloji parkları, kamu hizmeti alanları, rekreasyon alanları ve her türlü sosyal donatı alanları oluşturmak, eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilecek.

Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak ilan edilecek alanın üzerinde yapı olan veya olmayan imarlı veya imarsız alanlar olması, yapı yükseklik ve yoğunluğunun belirlenmesi, alanın büyüklüğünün en az 5 ve en çok 500 hektar arasında olması, etaplar halinde yapılabilmesi hususların takdiri münhasıran belediye meclisinin yetkisinde olacak.

Sınırsız yetkiler geliyor

Bu arada, CHP'li milletvekilleri, hazırladıkları muhalefet şerhinde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e geniş yetkiler tanındığını belirterek, şöyle dedi:

"Teklifin, AKP'li Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin kentin çeperinde, nazım imar planına göre korunması gereken açık alan niteliği taşıyan boş alanlarda, plan kararlarına ve plan onama kararlarına karşı açılmış davalarla eş zamanlı olması dikkat çekicidir."

Şerhte, yasaya 'üzerinde yapı olan veya olmayan, "imarlı veya imarsız " ifadesi eklendiği belirtilerek, kentin istenen bölgesi alınıp daha sonra da yüksek rant ödeyenlere terk edileceği, büyükşehir belediye sınırları içindeki kamu kurumlarına ait gayrimenkullerin 'harca esas değer' üzerinden, komik bir bedelle belediyeye devredileceği belirtildi.

Askerden izin alınmayacak Teklife, İçişleri Komisyonu'nda eklenen önergeyle, kanunun yürürlüğe girmesinden önce henüz hükme bağlanmamış davalarda bu kanun hükümleri uygulanacak.

CHP de, "Bu kanun yürürlüğe girmesinden önce yargı mercilerine açılmış ve henüz hükme bağlanmamış davalarda bu kanun hükümleri uygulanır" ibaresiyle süren davalara müdahale edileceğini iddia etti.

TSK'nın kullanımında bulunan yerlerde Bakanlığın muvafakati alınmayacak.

Aynı durumun başta İstanbul ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyeleri olmak üzere diğer belediyeler için de geçerli olduğu belirtilerek, bu belediye başkanlarının eyalet valisi gibi hareket edebileceği belirtiliyor. Böyle yasayla Anıtkabir'i bile kamulaştırırlar Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, Belediye Kanunu'nda yapılmak istenen yasa tasarısına büyük tepki gösterdi. Tanık,"TBMM'ye sunulan yasa tasarısıyla 'acele kamulaştırma' yetkisi Belediye Başkanlarına verilmektedir. Bu yetki, ancak savaş halinde veya afet durumlarda kullanılabilen bir şeydir.

Bu yetkiyle örneğin Ankara'da askeri alanların, Atatürk Orman Çiftliği'nin, Anıtkabir'in, hatta belediye binalarının dahi kamulaştırılabilmesi sağlanacaktır" dedi.

CHP, ŞERH KOYDU

Bu tam bir rant yasası olur.Yasaya 'üzerinde yapı olan veya olmayan, imarlı veya imarsız' ifadesi eklendi. Kentin istenen bölgesi alınır, yüksek rant ödeyenlere terk edilir! Komik bir bedelle devredilir Büyükşehir belediye sınırları içindeki kamu kurumlarına ait gayrimenkuller 'harca esas değer' üzerinden, komik bir bedelle belediyeye devredilir. Davalara da müdahale edilecek

http://acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=8928

No comments: