Friday, October 23, 2009

Ne hallere düştük!..AKP gazetelerinin manşetleri muhteşemdi. Kalemlerinden ve sayfalarından yağ ve bal akıyordu. İşte bazı manşetler: “Eve dönüş bayramı.” “Habur’da barış için ilk adım. Gelenleri pişman etmeyelim.”
“Cumhuriyet’in barış miladı.”
“Açılıma dağ dayanmaz.”
Yağcılığın, yalancılığın bu kadarı olur mu demeyin.
Eğer bu medya patronları AKP’nin yanaşması ise her şey olur.

Ülkemizde gazetecilik çoktaaan bitti.

Onlar gazeteci falan değil, medya baronları.

Bugünkü iktidardan beslenen, milyarlarca dolarlık ihaleler alan, beklentileri olan, işleri bozulmasın diye yatıp kalkan Tayyip’e dualar eden, karşısında el pençe divan duran, bazıları da korkutulmuş ve sindirilmiş para babaları.

Onlar gazeteci falan değil, bugünkü AKP iktidarının emir kulları. Meslek onurumuzu da kendi çıkarları için ayaklar altına almaktan utanmayan, gazetecilik kisvesi altında yağcılık yapıp milletimizi kandırmaya yeltenen çıkarcılar.34 kişi PKK tarafından Kuzey Irak’ta seçiliyor.

Bu isimler, ya da nitelikleri, İmralı Adası’ndan örgütü yönetmekte olan Apo’ya bildiriliyor. Onay alındıktan sonra Türkiye’ye “Barış elçisi” yutturmacası ile gönderiliyor.

Ellerinde bir mektup: “Önderimiz Abdullah Öcalan’ın yol planı kamuoyuna açıklansın.

Askeri operasyonlar durdurulsun.

Kürt halkının özgür iradesi esas alınsın.

Kürt kimliği anayasaya girsin. Kürtçe her alanda kullanılsın. Sivil demokratik bir anayasa hazırlansın.” Bu işin tam Türkçe tercümesi şu:Kürdistan artık kurulsun.İkinci aşama ise şöyle gelecek:Hadi bize eyvallah abiler, biz Kürdistan’ı kurduk, sizden ayrılıyoruz.Bu tezgahı milyonlarca insanımız görüyor da, Tayyip mayyip görmüyor mu?
Elbet görüyor ama ABD ve AB’den gelen direktifleri uygulamak zorunda.

Emir geldi: Ermeni sınırını aç.
Kürtlere özgürlük ver!
Tek tip üniformalarıyla pazartesi günü Türkiye’ye gelip şimdi hepsi de serbest kalanlar ne dediler: “Eve dönüş, etkin pişmanlık gibi yasalardan yararlanmayacağız.

Biz teslim olmaya gelmedik.” Adamlar haklı. Teslim olmaya değil, teslim almaya geldiler.

Bu kez aceleye geldi, bundan sonraki kafileleri mutlaka resmi törenle karşılamak gerekecek!
Taksit taksit gelecekler, yeni mektuplar getirecekler, mitingler yapacaklar, ayaklı propaganda makineleri hızla faaliyete geçecek, dünya ayağa kaldırılacak. Örgütünü İmralı’dan özgürce yöneten Apo’ya belki basın toplantısı yapma hakkı verilecek.

Belki o zaman “Bu konuya Milli Güvenlik Kurulu el koymuştur” gibi açıklamalar yapmak zorunda kalacaklar.

MGK geçmişte işlevi olan ve önemsenen bir kuruldu. AKP, AB’den gelen emir doğrultusunda yasayı değiştirdi.
Şimdi o kurul, beş komutanın katılması dışında Tayyip’in Bakanlar Kurulu’nun benzeridir.
Neyse yeni kafileleri hep birlikte bekleyelim. Onları bu kez bando mızıka ile karşılayıp güzelce ağırlayalım.
Çankaya’dan Başbakanlık’tan randevuları önceden ayarlayalım.

Böylece ABD, AB ve utanç verici koşullarda bile suskun kalmayı yeğleyen Türk Milleti’ni mutlu etmeyi başaralım.

Günün birinde bakarsınız sıra Türk açılımına gelmiş!

Emin Çölaşan / Sözcü

No comments: