Friday, June 6, 2008

Polat Alemdar'ın filmleriyle kendini avutmaya çalışanın sonu gelmiş demektir...."Devlet biziz" diyenlerin akıbeti de öyle olmamış mıydı?

Son bölümde Polat, İskender Büyük'ü yakalamış, Büyük anlatıyor:

"Bizi böyle yetiştirdiler..Sovyetler Birliği düşman dediler oraya yöneldik, İran düşman dediler İran'a..."

Bizim bücür soruyor: "Orada mı düştün kucağa?"

Ya sen nerede düştün "kucağa" Polat'ım?

Şehit edebiyatından para kazanayım derken, AKP RTÜK marifetiyle Show Tv'nin üstüne çullandığında mı?
Ne yazacağız?

Anayasa Mahkemesi'nin türban değişikliği konusunda verdiği karar, AKP'nin ballı paçalarına yapışanları çılgına çevirdi. Cemaatçisi, liboşu, alternatif yaşamcısı, homoseksüeli hep bir ağızdan feryat ediyor...Kanal 7 resmen kafayı yedi! Kanal 24'te toplaşan sen-ben- bizimoğlan tayfası, Anayasa Mahkemesi'ne edilmedik küfür, yapılmadık hakaret bırakmadılar...Sonra,o yazılan köşe yazıları nedir öyle? Sabah gazetesine börek suratlı bir tip var; bunun eski fotoğrafı tıpkı bir pişmiş kelle gibiydi..Şimdi, "daha ciddi bir tavır takınayım" deyip köşesindeki fotoğrafını yenilemiş, bu sefer de "az pişmiş kelle" olmuş...İşte o diyor ki, "Anayasa Mahkemesi" diyor, "anayasayı yeniden yazmaya kalktı" diyor...

A be sandalye oğlanı!

Ona "anayasayı yeniden yazmaya yeltenmek" denilmez. Anayasa Mahkemesi'nin "içtihat oluşturma" gibi bir yetkisi zaten vardır, kaldı ki bu kararda yeni bir 'içtihat' falan da yoktur..

Sonra, kim bu hale getirmiş ortalığı da hep birlikte yırtınıyorsunuz? AKP'nin neyine yetmiyordu yüzde 47 oy? Neden bu derece şımarıldı? "Beyaz bir sayfa açtık, kimseyle kavga etmeyeceğiz" deyip hizmete girişmek daha akıllıca değil miydi? Neden devletle ve sistemle hesaplaşmaya girişildi? Kin duygusuna neden hakim olunamadı? Neden geçmiş ve gelecek kurcalanmaya kalkışıldı, devletin eski hesapları karıştırıldı...Neden? Devlet artık sensin, adabını takınacaksın. Sen "devletini" satmaya kalkışırsan, "devletin" de işte böyle seni satar...Dengir Mir Fırat gibi burnu bir karış havada, böbürlü adamların aklıyla işte buralara gelinir. Bu Dengir Mirdeğil miydi AKP kurulurken, "Tayyip Bey'in bürosuna bir gittim, ne kadar siyaset orospusu varsa hepsi orada" diyen? (Bkz. Mehmet Bekaroğlu'nun anıları)

Sayın Cumhurbaşkanım...Yazılacak o kadar şey var ki...sizin ve hürmetli eşinizin adını her yazımda anmadan geçemiyorum. Gerçek bir "şövalye" olduğunuzu Japonya'da da kanıtladınız.Ne kadar övünsek azdır! Akihito, "güneşin oğluysa" siz de Tornacı Ahmet Efendi'nin şövalyeliğe kadar yükselmiş oğlusunuz, ne olmuş yani? Allah sizi başımızdan eksik etmesin. Japonya fethinizi bir sonraki yazımda irdeleyeceğim inşallah...

Gelelim Polat Alemdar'a...Sezon finali bir harikaydı! "Derin devletin kılıcı" Polat Alemdar, şimdi AKP'nin çakısı olmuş. Çakı bile değil, toplu iğne...Para kazanmaya çok alışan Şaşmaz kardeşler, dizinin konseptini çark ettirip cemaatin senaryolarına hizmet etmeye başladılar. Aferin onlara! Tüccar diye işte bu tiplere derim ben. Paçan sıkışınca hemen tornistan...

Şimdi biliyorsunuz bu dizide, "ulusalcı-milliyetçi" insanlar "İskender Büyük" adlı bir psikopat katil tiplemesi üzerinden temsil edilirken; PKK'lı alçaklar "saf, gariban ve içi insan sevgisiyle dolu Anadolu çocuğu Muro" tiplemesinde vücut buluyorlar...

Polat Efendi, "derin devleti" çökertmeye soyunmuş. Tıpkı Şamil Tayyar gibi tuhaf hareketler yapıyor. Girip çıkamadığı yer yok! MİT yetkililerini bile işkenceyle sorguluyor, adamların suratında şişe kırıyor falan...Hani AB işkenceyi yasaklamıştı kardeşim? Nerede Ahmet Altan, nerede Yasemin Çongar?

Meclis komisyonlarını yönetiyor, Emniyet yetkililerine emirler yağdırıyor...Kimsin lan sen bücür?

Son bölümde Polat, İskender Büyük'ü yakalamış, Büyük anlatıyor:

"Bizi böyle yetiştirdiler..Sovyetler Birliği düşman dediler oraya yöneldik, İran düşman dediler İran'a..."

Bizim bücür soruyor: "Orada mı düştün kucağa?"


Ya sen nerede düştün "kucağa" Polat'ım?

Şehit edebiyatından para kazanayım derken, AKP RTÜK marifetiyle Show Tv'nin üstüne çullandığında mı?

Parayı verenin düdüğünü çalıyorsunuz yani...İyi, bir gün bizim de paramız olduğunda size düdük ısmarlarız Sayın Şaşmaz Brothers..Seyirci kitlesini satmak neymiş siz de Kerimcan Kamal gibi ağlaya ağlaya anlatırsınız artık...
Fakat, "hayırlı" olan bir şey var..Biliyorsunuz, Süleymaniye'de başımıza geçirilen çuvalın gazı, Kurtlar Vadisi-Irak filmiyle sanal alemde alınmıştı. Şimdi bakıyorum, yine Polat Alemdar'a AKP kitlesinin gazını aldırıyorlar. Benim "devletim" işini bilir!

Polat Alemdar'ın filmleriyle kendini avutmaya çalışanın sonu gelmiş demektir..."Devlet biziz" diyenlerin akıbeti de öyle olmamış mıydı?

NOT: Behiç Gürcihan yine gözaltında...Bu çocuğu yılda bir kez doğum günü kutlar gibi niye gözaltına alıyorlar? Yarın mahkemeye çıkarılmasını bekliyoruz..Bu arada, sağ taraftaki yazarlar köşesine yukarıdan aşağı doğru şöyle bir baktım da....Benden başka kimse kalmamış yahu! Biraz tırsar gibi oldum doğrusu...Acaba ne yapsam? Hazır Behiç Gürcihan da gitmişken yönetime el mi koysam? Açık İstihbarat'ta şöyle "kadın sağlığı", "makyaj-cilt bakımı" köşeleri falan mı açsam?

Kaynak: Fatma Sibel Yüksek-Açık İstihbaratKaynak: Açık İstihbarat
http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=7717

No comments: