Monday, June 9, 2008

Server Tanilli - Din vePolitika : " yeni dinin yeni tanrıları, Dolar, Avro, Japon Yeni, Hisse Senedi, Değerli Kağıtlar, Uluslararası Şirketler..."

Server TANİLLİ'nin ilk bakısı ve dağıtımı "Nisan 2008"de yapılan "Din vePolitika" adlı 246 sayfalık yapıtından öne çıkan bâzı cümleler:

*1950'lerde beraber laiklikten verilen ödünlere, 1961 Anayasası dürüstçekarşı çıktı. 1982 Anayasası, sözde birtakım önlemler alırken barikatları dayıkmış oldu ve gerici akımlara meydanı açtı. Özellikle AKP olayı, başlıbaşına bir olaydır. Türkiye, İslam dünyasında başta laikliğiyle tek veörnekti; bugün de öyledir. Ancak, onu laiklik düşmanlarından kurtarmak gibibir görev de vardır.

*"Kemalizm" terimi, Türk Devrimi'nin bir ideolojisi olarak, ortayaçıktığından beri tartışılıp durmuştur. Bugün de, "Atatürkçülük" adıyla hepgündemdedir. Bütün ideolojiler gibi, onu tutanlar, tutmayanlar görülüyor. Ama belki daha da dikkati çeken, Kurtuluş'la Kuruluş'un iç içe ve birbirinesımsıkı bağlarla bağlı oluşlarıdır. Gerçekten, Kurtuluş'la Kuruluş, bu ikisüreç aslında iç içe geçmiştir; diyalektik bağlarla birbirinekenetlenmiştir. Kurtuluş için savaşılırken, Kuruluş olgusu da hayatadoğmuştur. 23 Nisan 1920, yâni TBMM'nin kuruluşu, her ikisinin debaşlangıcıdır.

Kurtuluş'tan sonra Kuruluş yeni bir yükseliş kaydeder ve reformlar takvimi 1940' lara kadar sürer. Kuruluş, özünde "inkılâplar" dır, yâni "devrimdir."

* Millî Eğitim Bakanlığı, 1 Şubat 1949 tarihli bir genelge yayınlayarakilkokullarda program-dışı din dersleri okutulmasını ister; 4 Kasım 1950tarihli bir genelgeyle de bu dersler programa alınır. Lâik eğitimde açılanilk gedik budur. Okullara din derslerinin sokulmasıyla lâiklikte bir gedikaçılırken, İmam Hatip Okulları bu gediği daha da genişletmiştir.

*Batı'nın bir temel ilkesi de şudur: Din ve devlet kesinlikle ayrılmıştır:Dinsel inançlar da özgürlükten yararlanır; ama onların dile getirildiği yer,"kamusal alan" olmamalı!

AKP' nin başta anlamadığı şu oldu: Türban, bir özgürlük sorunu değildir; biruzmanın, Pınar İlkkaracan'ın dediği gibi, "Türban, erkeğin sömürü aracıdır".Uzman, bir başka gerçeğin de altını çiziyor: "Türkiye türbanı tartışıyor,(oysa) kadın hareketinin böyle bir sorunu yok. İslami kesim, kadınla, cinsellikle, doğum kontrolüyle de ilgilensin, kadın-erkek eşitliğini hayata geçirsin!"

Türban sorununun çözümünde, Emre Kongar'ın önerisi de önemlidir: Ona göre,sorunu ve çözümü yanlış yerde aramamalı. Sorun, "türbanlılar" değil,"türbancılar"dır. Çözüm ise, türbanlılar, türbancıları sorgulamaya başlayınca ortaya çıkacaktır.

* Ortaya çıkacak olaylar bir yana, bizim "İki Kırmızı Çizgi"miz, tümpolitikaların üstündedir ve Cumhuriyetimizin var oluşuyla özdeştir; partilerüstüdür; her hükümetin benimsemesi gereken iki ilkedir. Bu iki kırmızıçizgi, "lâiklik" ve "bölünmezlik"tir: Onlardan özellikle lâiklik,Cumhuriyetimizin devlet hukukudur ve demokrasimizin "olmazsa olmaz"koşuludur. Dünyamızın en güçlü devleti olan ABD, daha baştan, bu İki KırmızıÇizgi'yi de çiğneyerek yürüdü.

* İnsanlığın gelip durduğu şu noktada, günümüzde, yeni bir din ortayaçıkmıştır:
Adı da "Paranın ve Piyasanın dini".
Onun kendi tanrıları da var!
Erdal Atabek'in belirttiği gibi, "Piyasa ekonomisi, pazarlama, küresel pazar, borsa", bu yeni dinin geçerli kurallarını belirten kutsal kelimelerdir. Alış veriş merkezleri, futbol stadyumları, yeni dinintapınaklarıdır.
Bu yeni dinin yeni tanrıları da, Dolar, Avro, Japon Yeni, hisse senedi,değerli kağıtlar, uluslararası şirketler. "
Derleyen: HalitYILDIRIM

No comments: