Thursday, May 21, 2009

Meral Tamer

Bir başsağlığını esirgeyen AKP hükümetine yazıklar olsun!
21 Mayıs Perşembe 2009

Türkan Hoca’nın hizmetlerinin Sağlık Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı için hiç mi önemi yok? Artık ölüler de mi laik-muhafazakâr diye sınıflandırılıyor?

Dün gazeteleri okuduğumda gözlerime inanamadım: Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Prof. Dr. Türkan Saylan’ın öldüğü sabah saat 10.56’da Anadolu Ajansı aracılığıyla başsağlığı mesajını yayınlıyor: “Prof. Dr. Türkan Saylan’a, bütün hizmetleri ve gayretleri için ülkem adına, hükümet adına teşekkür ediyorum.” Ancak bu mesajdaki “hükümet adına teşekkür”, Başbakan Erdoğan ve kabine arkadaşlarını ziyadesiyle rahatsız etmiş olmalı ki, 4.5 saat sonra yine AA tarafından geçilen düzeltme yazısıyla “hükümet adına teşekkür”, “milletimiz adına teşekkür” olarak değiştirilmiş. Anlaşılan Başbakanımız bu işten hiç hoşlanmamış!

Bu mudur Müslümanlıktaki hoşgörü, herkesi kucaklama?
Bu mudur sizin ölüye saygınız?
Bu mudur sizin topluma hizmet anlayışınız?

Sağlık Bakanı’nın borcu
Toplumun en dezavantajlı kesimlerine hizmet götürülmesine bile laiklik-muhafazakârlık ekseninden bakıyorsanız, yazıklar olsun size!Kimse dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ya da Dışişleri Bakanı Prof. Ahmet Davutoğlu’ndan Türkan Hoca için başsağlığı mesajı beklemiyor.
Ama Türkiye’de 20 yıllık bir uğraş sonucu cüzzamın kökünü kurutmuş, hayatını hastalarına -üstelik hastaların da en dezavantajlı kesimine- adamış, Anadolu’yu karış karış dolaşmış bir doktora Sağlık Bakanlığı’nın bir teşekkür borcu hiç mi yok?
Sizin hastanelerinizde başhekimlik yapmış bir mensubunuz için bu kadar mı duyarsızsınız Sayın Recep Akdağ?Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkan Hoca’dan nefret ettiğini saklamıyordu. Hatta kız çocuklarının okullaşmasına yönelik Baba Beni Okula Gönder eğitim seferberliğini, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile yürütmekten vazgeçmemiz için epey ısrarcı olmuştu.

Yapılan 29 kız yurdunun, eğitime başladığı an Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim edileceğini bildiği halde, yurdun yoktan var edilme sürecinde bile ÇYDD adını duymaya tahammülü yoktu

.Çubukçu’yu kim engelledi?

Peki ya yeni Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’ya ne demeli? Onbinlerce kızı çocuk yaşta evlenmekten kurtarıp eğitimle buluşturan Türkan Hoca için, bakanlığı adına bir teşekkür mesajı yayınlayamaz mıydı?

Çubukçu önceki akşam NTV’de “Neden?” programında, Can Dündar’ın bir sorusu üzerine Prof. Saylan’a, eğitime verdiği katkılardan dolayı teşekkür etti; ama sözler uçar, baki kalan yazılardır.

Dahası ekranda gençlerle birlikteyken “Onun katkıları hükümetimizi ilgilendirmiyor” da diyemezdi herhalde...

AKP hükümeti, onbinlerce hastayı tedavi eden, onbinlerce kızı okutan bu bilim insanı ve sivil toplum önderinin ölümüyle hiçbir şekilde ilgilenmeyerek, ne kadar angaje olduğunu bir kez daha gösterdi.

Bu olay, Türkiye’deki bölünmenin, kırılmanın, hükümet eliyle nasıl derinleştirildiğini gösteriyor. Böyle bir cenazede birlikte ağlayabilmeliydik demiyorum; ama topluma malolmuş bir ölüye hükümet asgari saygıyı göstermeliydi.AKP hükümetindeki tarafgirlik, ölüleri bile laik ve muhafazakâr diye ayırmasına kadar vardıysa, ben bu ülkenin geleceğinden korkarım.

No comments: