Monday, May 11, 2009

TURKAY ILICAK:
( Avustralya'daki Kibris Turk Radyosundaki sunumu )

Merhaba sayın dinleyiciler 11 mayıs 2009
Bir taraftan Gazete ve televizyonlarımızda rezillik düzeyinde dedikodu programları, düzeysiz magazın programları ve insanlara hiçbir katkısı olmayan, insanı insan yapan değerleri işlemeyen, yayınlar devam ederken, bir taraftan Türkü ebedi düşman bilen birileri adım adım hedefine yaklaşmakta ve Türkiyeyi her yönden çembere alarak sıkıştırmaya devam etmektedir.
Evet biz bizler başörtülerle Ergenekonlarla her gün birbirimizi gırtlaklarken ve Mustafa filimleri çevirip Atatürkü sıradanlaştırırken, birileri dünyayı bizlere dar etmek için uğraşıyor. Ve başarıyor da.
Evet sayın dinleyiciler, Geçen hafta bahsettiğim Avrupa Birliği Adalet Divanı kararıyla şimdi neredeyse Kıbrıs davası Rum ve Yunanlıların lehine en azından yarı yarıya çözülmüş durumdadır. İngiltere yüksek mahkemesi bu kararı onayladığı zaman Neler olacak biliyormusunuz? Kuzey Kıbrısta kendisine Rum malı veya evi tahsis edilen herkes, gerek herhangi bir AB ülkesine gerek Rum kesimine geçtiği zaman tutuklanabilecektir. Veya AB ülkelerinden birinde malı veya evi varsa el konulacaktır. Artı bunca zaman bu Rum emlakini elinde tuttuğu için bir de yüksek miktarda para cezası ödeyecektir.
Bu kanun öncelikle Güney Kıbrıstan Rum zülmünden kaçarak Kuzey Kıbrısa bir Rum evine yerleşen insanlarımızı kapsar.
Ama ayni zamanda Kuzey Kıbrısa gelip yerleşen gerek Türkiyeli gerekse tüm diğer yabancıları da kapsar. Kıbrısta kendisine bir Rum emlaki tahsis edilen Türkiyeli bir vatandaş da artık Avrupaya seyahat edemiyecektir. Aksi halde tutuklanacaktır.
Şimdi biraz daha ileri gidelim ve Türkiyenin AB ye girdiğini Kabul edelim. O zaman Türkiye de Rum emlakinde oturan gerek Kıbrıslı Türkleri gerek Türkiye asıllı vatandaşı tutuklama mecburiyetinde kalacaktır.
Yani 1974 Barış harekatı yapılmamış olacak ve belki de böyle bir harekete giriştiği, yani Kıbrıslı Türkleri kurtardığı için Türkiye ceza da yiyecektir. Kim tarafından? Tabii ki Ab mahkemeleri tarafından. Çünkü Rum Yunan, çok önceleri gerekli plan ve programlarını yapmışlar, biz kendi kendimizle boğuşurken AB mahkemelrine hakimler yerleştirmişler. Tıpki burada ve Amerikada kilit yerlere yerleştikleri gibi.

Şimdi Rum Yunan, hem kuzeyde bıraktığı mallarına geri dönüyor hem de yüklü tazminatlar alıyor. Ama durum daha bitmedi; Rumlar Güney Kıbrıstaki Türk mallarını da yol yapılacak devlet binası yapılacak baraj yapılacak bahanesiyle istimlak ediyor. Yani artık Kıbrıs sorunu çözülse de Birleşik Kıbrıs olsa da ve en son çare olarak Kıbrıs Türkü Güneydeki malına evine geri döndüğü takdirde orada da açıkta kalacak.
Bundan sonra sıra büyük bir ihtimalle Kuzey Kıbrıstaki Üniversitelere gelecek. Rum Yunan ikilisi bu üniversiteleri de kanunsuz ilan edebilir ve kapatabilir. Tabii ki Türkiyenin de uymağa mecbur olduğu ABirliği mahkemeleri kararlarıyla.

Kıbrısı bu ABirliği üyeliği kartıyla yutmak üzere olan Rum Yunan ikilisi, sonra yine ayni kanallardan Heybeliada Ruhban okulu ve Ege konularına girecek… Bir taraftan da Ermeni lobisiyle işbirliği yaparak dünyanın her yerinde gerek Ermeni gerek Pontus gerek Süryani vs soykırımları ile Türkiyeyi sıkıştırmaya devam edecek. İşte geçenlerde Güney Avustralya Parlamentosunda aynen yaptığı gibi.

Sayın dinleyiciler Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın baskısıyla geçen gün Bizim Cumhurbaşkanı Talat Rumlarla görüşmelere devam kararı aldı.

Çünkü masadan kalkınca Denktaşın başına gelenleri düşünüp Barış karşıtı görünmek istemiyor. Aslında bu da bir Yunan korkutmacası. Tüm bu olanlardan sonra Türk tarafı nedense bir oyalama masası olan görüşmelerden kalkmayı bir türlü göze alamıyor. Rum ise görüşür gibi yaparak AB kanalı vasıtasıyla işini sonlandırmak üzere.

Galiba ayni taktiği Abirliği Türkiye için uygulamakta.. Bunun da yorumunu sizlere bırakıyorum.

No comments: