Sunday, June 21, 2009

Mayın Yasası Unutturuldu
21 Haziran 2009 Pazar

Eski haline muhalefet olunca, iki madde ile makyaj yapıldı. Millî Savunma veya hizmet alımı şeklinde yapılamayacak mayınlı arazi için 3. maddenin devreye girme ihtimali yüksek. Uyutulmamıza bağlı süreç var önümüzde.

Velhasıl eski mayın yasasını boyayıp, muhalefetin de gazını alarak meclisten geçirdiler. Yasaya bu rötuş niçin yapıldı? AKP’li vekillerin direncini kırmak için. Araya bir de askerin darbe planı eklendi ve irticaya odaklandık.

Mayın Yasası çıkarılırken AKP’li vekiller, yandaş medya muhalefet etti. İktidar ne yaptı, içine göz boyayıcı iki madde koyup yasayı geçirdi. Bu işler olup biterken bir okur uyardı. Dedi ki, Mayın yasası ile Suriye Sınırında oluşturulmak istenen bölgenin benzeri, 1 Mart tezkeresi sırasında Amerikanın Türkiye’den talebiydi.

1 Mart tezkeresi sırasında, yapılan görüşmeleri o dönem Dış İşleri adına yürüten şimdinin MHP milletvekili Deniz Bölükbaşı açıklamıştı. Yağmur hattı adı verilen ve o çizgi PKK’lıların bulunduğu yeri kapsadığını söylüyordu. Öyle olsa bile o bölgenin niçin oluşturulmak istendiğine dikkat edilmeli. Sözde devletin sınırlarını koruyacak Türkiye’den söz ediyoruz.

Yağmur hattı ile bugün ki mayın hattı birleştirildiğinde, fason devlet Dünyaya rahatça açılım elde edebilecekti. PKK’lılara ait toprağa girme şansını kaçırdık diyenlere hatırlatırım ki, girilen Irak toprağıdır ve Türk askeri 40 km’nin dışına taşamayacaktı. Bunun karşılığında, Türkiye’den ne zaman çıkacağı belli olmayan ucu açık bir Amerikan askeri konuşlanması olacaktı.

İşin içinde ABD oldu mu, ne zaman nereden vuracağını tahmin zor.

Bu yüzden, mayın hattında savaş yeni başlıyor. Unutturamazlar diyeyim veya.

* * *

Başbakan, Mayın Yasası Oylanırken Yoktu

Mayın yasası hakkında Doç Dr. Sayın Oya Akgönenç’ten kapsamlı bir yazı geldi.. ‘Mayın temizleme işinde durum “tozduman”’ başlıklı yazıdan bazı alıntıları sizinle paylaşmak istiyorum. Aynı yazı Millî Gazetede yayınlanmıştır. ( 21 Haziran 2009)

Sayın Akgönenç tereddütlerini dört maddede somutlaştırmış.

* *

Mayın temizleme konusundaki çelişkiler:

Birincisi, neden mayın temizleme işinin normal ve rutin metodlarla değil de özel bir kanunla düzenlenmek istediği hususudur.

İkincisi ise hazırlanan bu özel kanunun onaylama prosedürüdür.

Üçüncü husus, bu kanunun yapılmasına sebep olan Ottawa Antlaşması maddeleri ile yapılan kanun arasındaki çelişki ve farkların neler olduğudur.

Dördüncü husus ise mayın temizleme işi ile bu arazinin ve ona bitişik arazilerin temizleyici firmaya kiralanmasındaki ısrarın sebepleridir. Birbiri ile hiçbir organik bağı bulunmayan bu iki işin neden ısrarla aynı pakete konulduğu hususudur. Bu dört husus netliğe kavuşmadıkça, bu konudaki huzursuzluk devam edecektir

* *

Meclis kayıtlarına göre, "mayın temizleme ile ilgili kanunun onaylandığı gün olan 4 Haziran 2009 günü başta başbakan ve milli savunma bakanı olmak üzere tam 20 bakanın oylamaya katılmadığı görülmüştür. Yine meclis üyelerinden olan, biri eski maliye bakanı, diğeri de dışişleri bakanı olmak üzere 6 eski bakanın da oylamaya katılmaması dikkat çekmiştir. İlaveten 8 AKP Genel Başkan Yardımcısı da oylamada yer almamıştır. İlaveten, gelmeyen 48 AKP milletvekili olmak üzere mecliste sadece hükümet kanadından toplam 82 kişinin oylamada bulunmadığı düşünülürse, ortadaki gariplik daha net bir şekilde kendisini göstermektedir. (Bu isimlerin tümü meclis oylama kayıtlarından öğrenilebilir.)

* *

Ottawa sözleşmesinin 1. ve 2. maddeleri, "...Taraf devletlerden her biri, yetkisi ya da denetimi altında olan mayınlı alanlardaki bütün anti-personel mayınları bu sözleşmenin söz konusu Taraf Devlet için yürürlüğe girmesinden sonra on yıldan daha geç olmamak şartıyla mümkün olan en kısa zamanda imha etmek ya da imha edilmesini sağlamakla yükümlüdür." demektedir. Dikkat edilecek husus "Bütün anti-personel mayınları" teriminin kullanılmış olmasıdır.
http://www.sonsayfa.com/Kose-Yazisi-mayin-yasasi-unutturuldu-1349-48.html

No comments: