Saturday, May 10, 2008

Mukafatin Boylesi!!... Milli Mucadele’ye karsi cikmasiyla taninan ALi Kemalin torunu Ingilterede Belediye Baskani secildi!!!

93 yillik belge ile tartismalara son nokta

Londra’yi Ali Kemal’in torunu yonetiyor!

Milli Mucadele’ye karsi cikmasiyla taninan ve Izmit’te 1922’nin 6 Kasim’inda linc edilen gazeteci Ali Kemal’in torun cocugu Boris Johnson’un Londra’ya belediye baskani secilmesinden sonra, gazetelerimizde “Johnson’un Ali Kemal’in gercek torunu olup olmadigi” seklinde bir tartisma basladi.

MURAT BARDAKCI’-nin yazisi


Johnson, bir goruse gore Ali Kemal’in soyundan geliyordu ama bir baska iddiaya gore Ali Kemal’in ilk esi olan Ingiliz hanimin daha onceki evliliginden dogan cocugunun torunuydu ve dolayisiyla da Ali Kemal ile hicbir iliskisi yoktu.

Bu tartisma, basinimizda son senelerde ortaya cikan tuhaf bir âdetin son ornegini olusturuyor: Tarihte onemli roller oynamis bazi aileler konusunda bu aileleri bilmeden, incelemeden ve tanimadan, sadece kulaktan dolma bilgiler veriliyor, yalan yanlis soyagaclari duzenleniyor ve gecmisin bircok onemli ismi her nedense genellikle “donme” yapiliyor, yahut asillarinin Yahudi oldugu iddia ediliyor.

Ali Kemal ile Boris Johnson baglantisinda da gecen hafta ayni hatalar yapildi. Ali Kemal’in ailesi ile ilgili olarak ciddi bir arastirma yapilmadan ve hatta Turkiye’de yasayan torunlarina danisma geregi bile duyulmadan, Boris Johnson ile Ali Kemal arasinda bir kan baginin bulunmadigi iddia edildi. Belki de “Milli Mucadele’ye karsi ciktigi icin linc edilmis” bir kisinin torunu Londra Belediye Baskanligi gibi hem konum, hem de protokol bakimindan onemli bir makama layik gorulmuyordu.

GERCEK ALI KEMAL’IN KALEMINDEN
Birkac gunden bu yana devam eden “Boris Johnson, Ali Kemal’in torunu mu degil mi?” tartismalarini okuyunca, isin aslini belgesiyle, hem de bizzat Ali Kemal’in kaleminden nakletmek istedim.

Oncelikle soyleyeyim: Boris Johnson, tam adiyla Alexander Boris de Pfefel Johnson, dogrudan dogruya Ali Kemal’in soyundan gelmektedir ve gazetecinin “oglunun oglunun oglu”dur.

Simdi bu buyukdede-torun iliskisinin nasil oldugunu anlatayim ve belgesini de vereyim:

Genclik yillarinda zamanin hukumdari Ikinci Abdulhamid tarafindan birkac kez surgune gonderilen Ali Kemal, 20. yuzyilin basinda Londra’ya yerlesmis, burada 1903’te Wilfred Brun adinda bir Ingiliz hanimla evlenmis ve Selma adini verdikleri bir kizi olmustu.
Ali Kemal, 1908’de Ikinci Mesrutiyet’in ilani sirasinda Istanbul’a dondu. Ikdam gazetesinde yazmaya ve o zamanin universitesi olan Darulfunun’da ders vermeye basladi. Mesrutiyet sonrasinda guclenen Ittihad ve Terakki Partisi’ni amansiz sekilde elestiriyordu. Bir yil sonra patlayan 31 Mart isyaninin ardindan Hareket Ordusu’nun Istanbul’a girisi sirasinda yeniden surgune gitmek zorunda kaldi ve Ingiltere’ye, karisiyla kizinin yanina dondu.

Muhalif gazeteciyi artik cok daha zor gunler bekliyordu. Ingiliz esi Wilfred, 1909’un sonunda bir erkek cocuk dunyaya getirdi. Cocuga “Osman Kemal” adini verdiler ama anne, dogumdan kisa bir sure sonra ani bir ates yukselmesi sonucu hayatini kaybetti.

Ali Kemal, kizi ve yeni dogmus oglu ve kayinvalidesi Margaret Brun, uc yil boyunca Wimbledon’da maddi sikinti icerisinde yasadilar. Bir ara cocuklarini anneannelerinin yaninda birakarak Ingiltere’nin guneyindeki Bournemouth kasabasina tasinan Ali Kemal, 1912’de Istanbul’a dondu ve ikinci bir evlilik yapti.

Yeni esi, Tophane Naziri Zeki Pasa’nin kizi Sabiha Hanim idi.

Ali Kemal’in 1914’te bu evlilikten dogan ve Zeki adini verdikleri oglu, daha sonra “Kuneralp” soyadini alacak ve Cumhuriyet donemi Turkiyesi’nin onemli bir diplomati olacakti. Hayattan 1998’de ayrilan Zeki Kuneralp’in iki oglu oldu: Baba meslegi diplomatligi secen buyuk ogul buyukelci Selim Kuneralp su anda Disisleri Bakanligi’nda mustesar yardimciligi, kucuk ogulSinan Kuneralp de Istanbul’da yayincilik yapiyor.

TRAJIK OYKU, ISTANBUL’A DONMESIYLE BASLADI

Londra’nin cicegi burnunda belediye baskani Boris Johnson’un ailesinin trajik oykusu ise Ali Kemal’in 1912’de Londra’dan Istanbul’a donmesiyle basladi.

Ali Kemal’in Ingiltere’de anneannelerinin yaninda buyuyen cocuklari, sonraki yillarda Ingiliz vatandasi oldular ve “Kemal”ismini birakarak anneannelerinin kizlik soyadi “Johnson”i kendilerine soyadi yaptilar. Osman Kemal, “Osman Wilfred Johnson” oldu; Irene Williams adinda bir hanimla evlendi. Bu evlilikten 1940’ta dunyaya gelen oglu Stanley Patrick Johnson 1979 ile 1984 arasinda Muhafazakâr Parti’den milletvekilligi yapacak ve Ingiltere’nin taninmis bir yazari, cevrecisi ve nufus uzmani olacakti.

Gecen hafta Londra Belediye Baskanligi’na secilen Boris Johnson, iste Ali Kemal’in torunu Stanley Johnson’un dort cocugundan biridir...

OZ OGLU OLDUGUNU GOSTEREN MEKTUP
Burada, Ali Kemal’in elyazisiyla olan, simdi ozel arsivimde bulunan ve Stanley Johnson’un dedesi Osman Kemal’in Ali Kemal’in oz oglu oldugunu gosteren bir mektubun tam metnini, bazi eski kelimelerin gunumuz Turkcesindeki karsiliklarini vererek yayimliyorum.

Bir ara Ingiltere’den Fransa’ya gecen Ali Kemal, 5 Agustos 1910 tarihinde Paris’te yazdigi bu mektubu, Ittihad ve Terakki’nin unlu Maliye Naziri Cavid Bey’e gondermis. Metinden anlasildigina gore Ali Kemal, o sirada Paris’te bulunan Maliye Naziri Cavid Bey ile 4 Agustos’ta bir araya gelmis, mektubu bir gun sonra yazmis ve Ingiltere’deki kayinvalidesinin cektigi maddî sikintilari anlattigi mektuplari da kendi yazdigina ek olarak Cavid Bey’e yollamis. Ali Kemal, “iki cigerparem” dedigi cocuklarini yasli anneanneleriyle beraber “sokak ortasinda biraktigini” soyluyor ve Istanbul’da sahip oldugu kucuk bir evin satilmasindan sonra odemek uzere Cavid Bey’den bir sarrafin kendisine uc bin frank borc vermesine aracilik etmesini istiyor.
Mektupta sozu edilen “cigerpâre”lerden biri Londra’nin yeni belediye baskani Boris Johnson’un, adini daha sonra “Osman Wilfred Johnson” yapan buyukbabasi Osman Kemal; digeri de onun kiz kardesi, yani Boris Johnson’un once Selma adi verilen ama Ingiliz vatandasi olmasindan sonraki ismini bilmedigimiz buyuk halasidir.

Ali Kemal’in bu mektubunun ilginc bir tarafi daha var: Yazanin linc, yazilanin da idam edilmis olmasi...

Mektubu yazan Ali Kemal yillar sonra, 1922’de linc edilecek; muhatabi Cavid Bey ise Mustafa Kemal’e karsi Izmir’de duzenlenen suikast girisimine katildigi gerekcesiyle yargilandigi Istiklâl Mahkemesi’nde idam cezasina carptirilacak ve cezasi 26 Agustos 1926’da Ankara’da infaz edilecekti.

ALI KEMAL’IN 98 YIL ONCE GONDERDIGI MEKTUP

Iste Ali Kemal’in Maliye Naziri Cavid Bey’e bundan tam 98 yil once gonderdigi ve Londra’daki iki cocugundan bahsedip yardim istedigi mektup:
“Cavid Beyefendi,
Kemâlât-i fikriyyenizi ihtidadan beri asarinizdan, ef âlinizden anlar, tebcîl ederdim, dun bana karsi evsâfi muamelenizden uluvv-i kalbinizi de gordum, sevindim (Dusuncenizin olgunlugunu onceden bu yana eserlerinizden ve yaptiklarinizdan anlar, yuceltirdim. Dun, bana karsi gosterdiginiz guzel davranisinizdan yuce kalpliliginizi de gordum, sevindim).
Bu saika ile de (“boylelikle” anlaminda) uzun muddet dusundukten sonra bir derece kustâhâne (kustah bicimde) oldugunu bildigim halde yine sizden pek mahremâne (gizli) bir surette istirham etmeye cur’et ediyorum:

Kayinvalidemin melfuf (ekteki) mektuplarini lutfen mutalâa ile (inceleyerek) anlarsiniz, bircok seneden beri cetiklerimiz sevk-i zarurisiyle (cektiklerimizin zorunlu sevkiyle) bugun iki cigerpâremi Ingiltere’de hicbir medâr-i maiseti (gelir kaynagi), benden baska da muîni (yardim edeni) olmayan o ihtiyar kadinla beraber sokak ortalarinda birakmak felaketine ugradim. Bir felaket ki ecnebilere, bilhassa Ingilizlere karsi haysiyet-i kavmiyyeme (ulusal onuruma) de dokundugu icin bence cidden tahammul-gudâ zdir (dayanma gucumu ciddi bir sekilde eritmektedir) .

Hayatimi adeta zehirleyen bir musibetten yakami kurtarmak, Londra’ya giderek cocuklarimla beraber bir kosede yerlesmek hâsili (sozun kisasi) arzettigim gibi bir yandan o cuz’i (az) gelirimle, bir yandan ise sa’y-i kalemimle (kalemimin emegiyle) yasamaya muvaffak olabilmek icin simdilik uc bin frank kadar bir paraya ihtiyacim vardir. Dersaadet’teki (Istanbul’daki) emlâkimden biri, mesela vekâlet-i bey’u ferâgini (satis ve devir vekâletini) Selim Husnu’ye tevdi eyledigim (verdigim) o ufak mulk satilinca faiziyle beraber tesviye olunmak (odenmek) uzere emrinizle, lutf-i vesâtetinizle (lûtfedip araya girmenizle) bildiklerinizden bir sarraf bu meblâgi bana ikrâz etse (borc verse) su dakikada yeniden hayat bulur, size omrum oldukca minettar kalirim.

Iki sene evvel ben Ikdam’da iken feleksede (talihsiz) bir arkadasim benden boyle bir hizmet istemisti, istedigine de derhal mazhar olmustu (kavusmustu) . Ahmet Cevdet Bey gibi en samimi refiklerimden (arkadaslarimdan ) bu devr-i musibet-i hayatimda (hayatimin belâli doneminde) yaman bir bîgânelik (fena bir kayitsizlik) gordugum icin, bu lûtfu sizin gibi pek uzaktan tanidigim fakat kalben ve fikren pek ziyade necîb (kalp ve fikir bakimindan son derece temiz) bir zâtdan istirham eyliyorum.

Mumkun ise mes’ûlumu is’âf ediniz (arzumu yerine getiriniz), degilse bedbahtî-i hayatima (hayatimin talihsizligine) yanmaktan ve bu tasdîi garîb (zavalli bir sekilde verdigim rahatsizlik) icin affinizi dilemekten maâda (baska) elimden ne gelir? Bâkî arz-i minnet ve ihtirâm eylerim, (minnetlerimi ve saygilarimi sunarim) efendim.
5 Agustos 1910.
Ali Kemal
152 Boulevard Montparnasse”

Kaynak:Bedii Nezih Oz

No comments: