Tuesday, January 26, 2010

Gazze’ye yardıma koşanlar, maden ve TEKEL işçilerine neden kayıtsız?
Sabahattin Önkibar22 Ocak 2010

Onlarca, yüzlerce, binlerce araç!
Saatler ve günlerce yol aldı!Rehberleri AKP’den 5 milletvekili!
Hedef Gazze’ydi!
Filistinlilere yardım malzemeleri götürülüyordu!
Dinci medya bu serüveni bir gün atlamaksızın ön sayfalarına taşıdı!Yapılan şeklen olsa da doğruydu!
Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir diyen şanlı bir Peygamberin getirdiği mukaddes dininin gereği yerine geldi.Ancak bir başka doğru daha var!
O şanlı Peygambere göre İslâm’da ayrımcılığın yeri asla yoktu!
Yardımsa ihtiyacı olan herkese yapılmalıydı!Dahası, yardımı siyasi amaca endekslemek ve şova dönüştürmek kabul edilemezdi!
Öyle olduğu içindir ki Müslümanlıkta yapılan yardımların örtülü yani gizli olanı övülür!
Hal bu iken kendilerine güya İslâmcı diyen malum zevat bütün dünya önünde davulla-zurnayla güya yardım taşıdılar!
Tam bu noktada sormaya başlayalım:Sahi Gazze için seferber olan mümin kardeşlerimiz (!) Ankara’da kışın bu dondurucu soğuğunda kazanılmış haklarını korumaya çalışan TEKEL işçilerini neden hiç akıllarına getirmiyorlar?
Niçin bir kez olsun onlara bir sabah sıcak bir çorba götürmeyi düşünmediler?
Öyle ya Müslümanlıksa TEKEL işçilerinin tamamı Müslüman!
Üstelik aralarında çok sayıda başörtülü kardeşimiz de var!
Yoksa onların suçları Filistinli pardon Arap olmamak mı?
İş askere saldırıya geldi mi demokrasi kaplanı kesilen o dinci medya, bir gün olsun bu işçilerin dramını neden yansıtmaz?
Demek ki bunların demokrasisinde işçi ve emeğin hakkı diye bir şey yokmuş!Ama efendim onlar hükümete karşı!Haaa demek ki sizin Müslümanlık ve demokrasi ölçünüz AKP’ye karşı, ya da yandaş olmakla paralel!
Ne yani, AKP yokken bu cihanda Müslümanlık yok muydu?Demek ki din sizin için inanç değil başka bir şey!…
Bir başka örnek Bursa’da çöken maden altında kalan onlarca işçimiz!Üstelik orada hükümete protesto da yok!
Peki Gazze’ye paket taşıyan hangi mümin (!) kardeşimiz, ayda 600 liraya çalışıp yerin 2 bin metre altında toprağa gömülen bu işçilerin ailelerine yardımı hatırladı!Hatırlamazlar çünkü orada siyasi mama yok!
İşte bu güruhtur İslâm’ın ayakbağı olanlar!Bu güruhtur İslâm İslâm deyip İslâm’a zarar verenler!İslâmi literatürde bu gibilere bir şey denilir de, onu ben demeyeyim, siz tahmin edin!KIZMAYIN…
Beceriksiz askerler!
Taraf gazetesi işini görmeye devam ediyor.. Bohçacılar misali her hafta yeni bir hikaye servis ediyor. Hatırlayın kısa bir süre öncesine kadar Kafes diye bir planı gündeme taşımıştı. Kafes yayını bitti, bu sefer Balyoz devreye girdi..
Ne midir Balyoz? Çetin Doğan’ın ihtilal senaryosu imiş!.. Görüyorsunuz Sarıkız, Ay ışığı, Yakamoz, Eldiven ve Çorap (!) bu darbe senaristlerini kesmemiş olacak ki Kafes’den sonra Balyoz’u sunuyorlar..
Komikliğin bu kadarı da fazla. TSK gibi bir yapı bu kadar çok darbe teşebbüsünde bulunur da, birini mi başaramaz?
Üstelik o ordu yakın geçmişte defalarca benzerlerini başarı ile yapmışsa? Hadise şekilde görüldüğü gibi TSK’ya karşı başlatılan psikolojik operasyonun yani yıpratmanın yeni versiyonudur…
Sakın ha bunun için Taraf gazetesine kızmayın, Taraf işini yapıyor.
Kızacağınız adres, ona izin veren AKP iktidarı ile, sızlanmaktan başka bir şey yapamayan Genelkurmay’dır!

ÖDEME PEŞİN…Şemdin Sakık’ta Tayyip aşkı!
Şemdin Sakık’ı biliyorsunuz, PKK’nın kanlı katillerinden, müebbete mahkum. AKP iktidarı bu caninin NTV’ye çıkmasına izin verdi.
Yani gündemde ve popüler olan her fikrin militanı Can Dündar’a teslim eti.
Can Dündar da Kürt açılımı ve referandum öncesinde bunun bedelini peşin ödedi!..

Ne mi yaptı?
Ekranda Tayyip Erdoğan’a övgüler düzdürdü!

Evet asker ve bebek katili Şemdin Sakık, televizyonda Tayyip Erdoğan için “Onun ayaklarının altını öperim” buyurdu..
Niçin mi, Kürtçe televizyona izin verdiği için!..
Şemdin Sakık’ın o sözlerinden sonra ukalalık demeyin ama ben kendimle gurur duydum, sebebi eşkıyanın ayaklarını öptüğü Tayyip Erdoğan’a muhalefet etmem ve onunla mahkemelerde davalı olmam!

PARASIZ HİZMET…Patrikhane bülbülü TSK’ya sövüyor!
Kezban Hatemi’yi eskilerin deyimi ile zahiren biliyoruz da, batinen tanımıyoruz!
Eşleri Hüseyin Beyler mübarek kurban bayramımızda kurban kesilmesine şiddetle muhalefet ederler.
Kendileri Patrikhane’nin avukatıdır ama bunu para karşılığı yapmadığını söylerler.
Hep merak edip dururum, Müslüman bir avukat para almıyorsa farklı bir dinin tapınağına bu hizmeti niçin yapar ve kendini paralar?
İlginçtir Patrikhane’ye sevgi dolu olan Kezban hanım, iş Türk Silahlı Kuvvetlerine geldi mi, müthiş ceberutlaşıyor ve kıyameti koparıyor.
Önceki akşam yandaş bir TV kanalında Kezban Hatemi’yi yine TSK’ya akıl almayacak lafları ederken gördüm.
Mesela ne mi demiş?
TSK’nın kendi halkına zulüm yaptığı gibi kahredici bir iddiada bulunmuş ve bu şanlı kurumu çetecilikle özdeşleştirmiş!..
Ne diyeyim, Patrikhane sözcüsüne de başkası, yakışmazdı herhalde!..
Sahi Genelkurmay’da adli müşavirlik diye bir birim var mı, varsa ne iş yapar?

No comments: