Saturday, January 24, 2009

Sevgili Ugur Mumcu, SEN TURKIYENIN NAMUSUYDUN!



"Biz sapına kadar Kemalis’tiz.
Mustafa Kemal’i savunmak, her devrimcinin namus borcudur.Mustafa Kemal’i kucumseyen hor goren bir devrimci ile bizim isimiz olamaz."
Ugur Mumcu

" O'na Turkiyenin simdi daha cok ihtiyaci var,
O hala yasasaydi belki de Susurluk davasi sozulecekti,
O hala yasaydi belki de Ergenekon davasi olmayacakti ya da belki de Ergenekoncu olarak tutuklanarak hapiste curutulecekti,
O Suudi Arabistan'dan gelen fonlarla beslenen ve guclenen dinci tuccarlarin ve namussuzluklarin Turkiye'ye ongorulen dini devlet yapisinin karisisindaydi ve Tukiye'ye orulen coraplarin,, , pesindeydi,
O her zaman namuzsuzluklarin karsina dikilirdi ve takipcisi olurdu,
O'nun icin vatan namustu,
O'nun icin hukuk ve durustluk hep ondeydi,
O dogru gazeteciligi Turkiye'ye ogretti,
O derledigi bilgileri tipki mozakin taslari ozenle yerli yerine koymay gayret ededi,
O her zaman bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamyacagini dusunurdu
,O'nu ozlemeyenin namusundan suphe edilir.
Cunku Vatan namustur.
Cunku O Turkiye icin calisti,
UGURLAR OLSUN SANA UGUR MUMCU
UGURLAR OLSUN TURKIYE'NIN NAMUSU "

Gul Arslan


Uğurlar Olsun
Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında
Zemheri Ayazıydı Yaz Güneşi Koynunda
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana
Zalımlar Pusudaydı Bedenim Paramparça
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana
Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun
Çevirdim Anahtarı Apansız Bir Ölüme
Şarapnel Parçaları Saplandı Ciğerime
Ucuz Can Pazarıydı Kan Doldu Gözlerime
İsimsiz Korkuları Katmadım Yüreğime
Bembeyaz Doğruları Yaşadım Ölümüne
Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun
Ali Çınar- Selda Bağcan

Uğur Mumcu Işıktır -Hikmet Bila
Bir şey dikkatinizi çekiyor mu?Ölüme, kalıma, ölümden sonra yaşama dair...İnsanlar ölür. Kalanlar, sevenleri üzülür, ağlar, yas tutar. Zaman geçer o acı unutulmasa da azalır. Gözyaşları diner, yas azalır, hayat devam eder. Doğanın gereğidir belki de bu.Uğur Mumcu öldü. Öldürüldü. 16 yıl önce.Ama nedense Uğur Mumcu için dökülen yaşlar, tutulan yaslar azalmadı, azalmıyor. Hatta her yıl artıyor.
Her geçen yıl Uğur Mumcu daha bir özlemle, daha yaygın törenlerle anılıyor. Sadece anılıyor mu? Hayır. Türkiye’nin hemen her köşesinde bir hafta Uğur Mumcu haftası ilan ediliyor. Sayısız etkinlikler düzenleniyor.
Anma toplantılarından konserlere, belgesellerden, söyleşilerden, karikatürlerden tiyatro oyunlarına kadar hemen her alanda etkinlikler... Mumcu’nun düşünceleri, fikirleri, yazdıkları, yaptıkları konuşuluyor.
Araştırmacılığı, gazeteciliği, yazarlığı örneklerle dile getiriliyor. Ve önemli olan, her geçen yıl, Uğur Mumcu etkinliklerine ve anma törenlerine daha fazla genç katılıyor.Uğur Mumcu, öldürülen bir aydın olmaktan çıkıyor, bugünkü ve yarınki nesilleri aydınlatan bir ışığa dönüşüyor.Çünkü Uğur Mumcu aydınlıktır, ışıktır.
Çünkü Uğur Mumcu bilgidir, fikirdir.Aramızdan ayrılışının 16’ncı yılında Uğur Mumcu’yu özlemle, saygıyla anıyoruz.***Ve o gün bugündür, bir onur abidesi gibi, Uğur Mumcu’ya ve onun onurlu mirasına sahip çıkan, başını hep dik, hep yukarıda tutan, yüzlerce Uğur Mumcu yetiştirmek için gecesini gündüzüne katan eşi Güldal Mumcu’yu bir kez daha kutluyoruz.
Uğur Mumcu’nun eşi olduğu için. Uğur Mumcu’ya layık iki evlat büyüttüğü için... Uğur Mumcu’nun davasını bugüne kadar ısrarla, kararlılıkla sürdürdüğü, cinayetin asıl suçlu ve sorumlularının peşine düştüğü için...Uğur Mumcu’yi katledenler, sadece bir büyük yazarı değil, kızı Özge’nin deyimiyle ‘mutlu bir aile’yi de hedef aldılar.
O gün 11 yaşında olan Özge Mumcu’nun anlattıklarını okurken, Uğur Mumcu’nun ne kadar güzel ve aydınlık bir baba olduğunu da görüyoruz:“Babam çok sevecen, sıcakkanlı, çocuklarını çok seven, ailesine ve dostlarına çok önem veren bir insandı.
Bizleri imkânlarımız elverdiği ölçüde şımartırdı. Biz ne yaparsak yapalım, arkamızda olduğunu hissettirirdi. Eğer bir hata yapmışsak, ileride bizlere sorun çıkarmaması için, o hatanın telafisini sağlayacak yolları bulurdu. Ama bunu da hatamızın ne olduğunu anlamamızı sağlayarak yapardı.
”Özge Mumcu’nun bu baba tanımı, Türkiye’nin tanıdığı, bildiği, güvendiği ve özlediği yazar Uğur Mumcu tanımına ne kadar benziyor, değil mi?
Uğur Mumcu’yu katledenler, onun, ölümünden sonra daha da büyüyeceğini, daha da sevileceğini ve ölümsüzleşeceğini akıllarına getirmişler miydi acaba?

No comments: