Tuesday, November 10, 2009

AYDINLANMA

Cumhuriyet 10.11.2009
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
10 Kasım’da Atatürk Düşmanları
Atatürk’ün ve Atatürkçülüğün üç büyük düşmanı vardır.


1) Onu putlaştıranlar ve kötüye kullananlar. (darbeciler)
2) Putlaştıranları eleştirirken, onu küçümseyerek kendi yanlış siyasetlerine alet edenler. (İkinci Cumhuriyetçi eski solcular)
3) Ve tabii dinci açıdan kötüleyenler. (Özellikle devletin din temellerine dayanmasını reddeden laikliği ve medeni hukuku hazmedemeyenler)
***
Dinciler hiçbir zaman Atatürk’ü sevmediler.

Ne Müslüman Anadolu halkını bağımsızlığa kavuşturmuş olması, ne İslam Dünyası’na öncülük edecek çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş olması, ne İslam dininin gecikmiş değişim ve çağa ayak uydurma sorunlarını çözmüş olması…


Hiçbir katkısı onu dincilerin gözünde yüceltemedi.


Ama İslam Dünyası’nda, sadece devlet adamları arasında değil Müslüman halklar arasında da onun değerini gören, bilen ve onu örnek alan çok kişi oldu.


Tabii ülkemizde de Müslümanlığı özümlemiş olanlar, gerçek dindarlar Atatürk’ün büyüklüğünü ve sadece ülkemize değil, İslam Âlemi’ne yaptığı büyük hizmetleri de algılamışlardır.
***
Demokrasi karşıtı darbeciler, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 gibi temel hak ve özgürlükleri sınırladıkları dönemlerde bunu “Atatürkçülük” adına gerçekleştirdiklerini iddia ederek, Atatürkçülüğe en büyük haksızlığı ve kötülüğü yapmışlardır.

Zaman zaman kendi baskıcı, işkenceci, inkârcı politikalarını Atatürk adına uygulamaya koyduklarını öne sürenler, gerçek Atatürkçülere de büyük baskılar yapmışlar ve Atatürkçülüğü lekelemişlerdir.


Örneğin, Cumhuriyet gazetesinin sahibi Nadir Nadi, Atatürk adına yapılanları görünce “Ben Atatürkçü Değilim” diye kitap yazmıştı.


Cumhuriyet gazetesinin bugünkü imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk 12 Mart döneminde işkenceden geçirilmişti.


Atatürk hakkında iki kitabı olan bu satırların yazarı, 1980 darbesi döneminde, bir lisede öğrencilere yaptığı 10 Kasım konuşmasından dolayı Atatürk’e saygısızlık ettiği gerekçesiyle devrin sıkıyönetim komutanı tarafından soruşturulmaya maruz bırakılmıştı.


***
Düş kırıklığına uğramış ve şimdi dincilerle ittifak kurmuş olan eski solculara gelince:
Onlar solcu oldukları zaman da Atatürk’e karşıydılar ve yanlıştılar, çünkü demokrasiye inanmıyorlardı, şimdi de Atatürk’e karşılar ve yanlışlar, çünkü yine demokrasiye inanmıyorlar.

Bakmayın kendilerini “liberal” maskesi altında pazarladıklarına:
Gerçek liberaller siyaseti, adaleti, cinayeti, laikliği, soykırımı, günlük yaşamı, yeme içmeyi, dinci açıdan değerlendiren totaliter bir dinci ideolojiyle ittifak eder mi?
Böyle totaliter

No comments: