Saturday, November 21, 2009

Eyüp CAN eyupcan@hurriyet. com.tr
Ergenekon’un vicdanıERGENEKON davasının resmi hâkim, savcı ve avukatlarının yanı sıra biliyorsunuz bir de “siyasi” savcısı ve avukatı var.
Daha dava başlarken Başbakan Tayyip Erdoğan kendisini savcı, ana muhalefet partisi lideri Deniz Baykal ise avukat ilan etmişti.
Peki ama “cumhuriyet tarihinin bu en önemli davasının” hukuki, siyasi ya da insani açıdan “vicdanı” var mı?
Ben emin değilim. Neden mi? Gelin anlatayım. * * *
Dün Ergenekon davası kapsamında yaklaşık 9 aydır tutuklu yargılanan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay “ilk kez” hâkim karşısına çıkarak savunmasını yaptı.
Aynı gün Taraf Gazetesi Ergenekon davası kapsamında okuyan herkesin tüylerini diken diken edecek “Kafes” adlı bir suikast timinin haberini yaptı.
İki konunun birbiriyle direkt ilgisi var mı?
Azıcık vicdanı olan “var” diyemez.
Ama bakın Ergenekon iddianamesi “var” diyor.
Öyle ki Ergenekon savcıları ideolojik duruşu çok net olan bir gazetenin Ankara temsilcisini; terör örgütünü koordine etmekten halkı hükümete karşı “silahlı” isyana teşvik etmeye birçok konuda suçluyor.
Balbay ise çaresiz iki gündür savunmasını yapıyor. * * *Balbay’la ne ideolojik ne de mesleki dayanışma içerisindeyim. Çünkü gazetecilik anlayışım da, dünya görüşüm de Balbay’a çok uzak. Fakat bütün bunlar Balbay’ın 9 aydır tutuklu yargılanmasına vicdanen “evet” dememi gerektirmiyor.
Hatta bırakın evet demeyi Balbay’ın bunca zamandır tutuklu yargılanmasını bu davanın varsa vicdanında açılmış önemli bir kara delik olarak görüyorum.
Sadece Balbay mı hayır başka isimler de sayabilirim.
O bu davanın vicdanını sorgulamak isteyenler için sadece bir sembol.
* * *
Her gazeteci gibi ben de Ergenekon davasını başından beri dikkatle izliyorum.
Birinci ve ikinci iddianameyi parça parça okudum.
Üçüncü iddianameyi yarıya kadar inceleyebildim.
Bu dava Türkiye demokrasisinin; çetelerden, illegal örgütlenmelerden ve siyasete siyaset dışı kriminal müdahalelerden arınması için büyük bir fırsat.
Fakat tek bir şartla. Kriminal olan ideolojik olandan ayrı tutulacak.
Silahlı ya da silahsız hukuk dışına çıkanla, siyaseten hükümetin devrilmesini isteyenler aynı kefeye konmayacak.
Maalesef Ergenekon davası şu haliyle; hükümeti-kamu düzenini, kriminal yollarla devirmek isteyenlerle ideolojik olarak devirmek isteyenleri aynı kefeye koyuyor.
Bütün sorun da buradan çıkıyor.
* * *
Bu ayrımın kolay olmadığını biliyorum. Bir kere mevcut hukuk sistemimiz bu ayrımı netleştirm

No comments: