Sunday, November 2, 2008

Ataturk Belgeseli Neden Cekildi?- Yigit Bulut

Çocuklarınıza “kesinlikle” seyrettirmeyin! Can Dündar kardeşimizin yaptığı “belgesel” hakkında yazılıp, çiziliyor, herkes bir şeyler söylüyor...
Söylüyor ama kimse “nedenleri” sorgulamıyor?
Aynen daha önce “psikolojik savaş dinamiği içinde sorduğum” Ali Kırca, o kaseti neden yayınladı sorusu gibi şimdi de soruyorum: Bu belgesel neden yapıldı?

Yapanın “sağdan”-“soldan”, “bizden”- “onlardan” gibi ayrımlar içinde sınıflanması hiç önemli değil, herkes herkese karşı “bu savaşın” tekniklerini kullanabilir!
Şimdi cevap arayalım bu belgesel “neden” yapıldı?
Net bir cevap vereceğim ama ilk etapta “okuyucularımdan” gelen yüzlerce “mesaj” arasından birini “bilinçli kesim” olayı “nasıl görüyor” örnek olsun diye aynen aktarıyorum,
“...Dün akşam Can Dündar’ın “Mustafa” belgeselini izledim. Ve açıkçası çok üzüldüm. Çünkü Atatürk yalnız ve umutsuz, kadınlara zaafı olan, yaptıklarından pişman biri gibi anlatılmış. Gerçek Atatürk düşündüğünüz kadar da mükemmel değildi, sıradan ve hatta hatalar içinde geçmiş bir hayatın pişmanlıkları içinde yalnız bir yaşam sürdü denilmek istenmiş... Peki, sıradan bir insan gibi gösterilemeye çalışılan Mustafa olmasaydı, “Atatürk” olmasaydı ne olurdu, biz olur muyduk bunu hiç düşünmemişler mi... Atatürk olmasaydı, din ve maneviyatı, akıl ve mantıkla böylesine bağdaştıran bir başka insan olabilir miydi? Ülkemiz ve milletimiz üzerinde asırlarca oynanmış haksız, ahlaksız senaryoların tortularından kurtulabilir miydik? Türk milleti için kusur olarak gösterilen haksız-yersiz-kasıtlı- mantıksız iddia ve kanaatler sonuna kadar yerinde kalmaz mıydı? Cehaleti yenmek için tek dayanağımız olan Türk alfabemizden mahrum kalmaz mıydık? Sanat ve sanatçının değeri bugünkü değerine gelebilir miydi? Kısacası biz, biz olabilir miydik? Büyük bir kıvançla izleyicilerle buluşturdukları bu belgeseli bırakın çekmeyi düşünme şansları olabilir miydi? Belgeseli kurgulayan, üzerinde çalışan emektarlar bunları düşünememişler mi? Bu belgeselle, Atatürk’ü sevmeyen, tanımayan, karalayan insanların ekmeğine yağ sürülmemiş mi? Yazıklar olsun! Bu ülkenin ekmeğini yerken, bunları yapanlara tek kelimeyle yazıklar olsun...”
Sevgili dostlar, sizlerden bana konu hakkında “ulaşan mesajlardan” en kibarca yazılmış “olanını” seçmeye çalıştım. Tepki çok büyük. Yapılanın “nasıl bir psikolojik harekat olduğunu” anlayanlar için atılan adım “aşırı cüretkar” ve durum çok vahim!

Neden yapıldığına gelince...

Daha önceki yazılarımda bahsettim. “Ortadoğu’ya yerleşip, orayı kendilerine çiftlik” yapmak isteyen emperyal güçler, 1997 yılında “Yeni Bir Yüzyıl İçin Strateji” belgesini yayınladılar. Bu belgedeki “en belirgin” hedef Türkiye’yi dönüştürmek ve “kendilerine engel gördükleri Türk Silahlı Kuvvetleri’ni” bölgede “iş yapamaz” hale getirmekti. Yıllar sonra yaşanan “çuval geçirme” ve özellikle 2003 sonrası “içeride Türk Silahlı Kuvvetleri’ne artan” saldırılar da “bu stratejinin” gereği atılan adımlardı. Aynı anda “Atatürk ve devrimlerine de” her yönden korkunç bir saldırı başladı....
Sevgili dostlar, bu belgesel “Atatürk’ü Türk halkının gözünde küçük düşürme çabasının” son ürünü...
Daha açık yazayım Süleymaniye’de “askerlerimizin” başına çuval neden geçirildiyse, Başkomutanları hakkında da aynı stratejinin gereği bu film çekildi!

Sonuç: Bu belgeseli seyretmeyin, seyredecekleri engelleyin ve en önemlisi asla çocuklarınıza seyrettirerek “şuuraltlarına Atatürk’ü küçük düşürücü tohumlar atılmasına” izin vermeyin!
Son söz: Bu filmi çeken bir “basın mensubuysa”, ben “olmaktan” utanıyorum! Yazıklar olsun! Yiğit BULUT

No comments: