Monday, November 3, 2008

BU YAPILANLAR ATATÜRK'E SON SUİKASTTIR!!!

Can Dündar'ın günlerdir reklâmı yapılan "Mustafa" filmi 29 Ekim de vizyona girdi. Girdi girmesine de sinemaya koşanlar hayal kırıklığına uğradı. Filmi görmeyenler meraklı, görenler pişman!.
Ama bazı tanınmış kişiler bu filmde, "Resmi İdeolojinin Atatürk'ünü değil Can Dündar'ın Atatürk'ünü izledik.
İnsan Atatürk'ü tanımış olduk" diyorlar. Bu kişiler Atatürk'ün insan gibi insan, adam gibi adam olduğunu yeni mi öğreniyorlar.
Bir de kendilerini çok bilgili, kültürlü aydın olarak görürler bunlar. TBMM Başkanı Köksal Toptan başta olmak üzere, Bakanlar, bazı bürokratlar, bazı subaylar, siyasiler, sivil toplum temsilcileri filmi çok beğenmişler!...
Örneğin Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç: "Mustafa Kemal'in bütün unvanlarından sıyrılmış bir şekilde insani yönünü ortaya koyması bence çok önemliydi" diyor. Yetkili zevattan izleyenler Can Dündar'ın "cesur" ve tartışma yaratacak bir çalışma yaptığında birleşiyorlar. Neye ve kime karşı cesur? Diye sorarak tartışmaya biz de girelim. Atatürk karşıtlarını biliyoruz. Yurdumuzu işgal eden emperyalistler ve günümüzün emperyalistleri ile onların manda ve himayelerine girmeye hazır işbirlikçiler...
Bunların Atatürk'e neden karşıt olduğunu anlıyoruz…
Ama Can Dündar gibi sureti haktan görünüp, güya insan Mustafa Kemal'i anlatıyorum diyerek Atatürk'e saldırma modasına tam da 29 Ekim'de uyması ilginç bir rastlantı mıdır?!! Bu film tam bir ısmarlama olarak değerlendiriliyor.
Bunlar "Atatürksüz Gelibolu Belgeseli" yapan Tolga Örnek'i mi örnek alıyorlar?
Çanakkale Destanımızı, "Anzak Destanı" gibi göstermeye çalışanların ihanetleri anlaşılır gibi değil!
Bu filmlerin yapılmasına sevinenlere bakarak kimin işine yaradığını anlayabiliriz.
Örneğin filimde Atatürk'ün İzmit'te bazı gazetecilere yazılmamak üzere; "Kürtlere Anayasal Özerklik verileceğini söyledi" deniliyor. Sözün arkası gelmiyor. Bu günlerde özerklikten söz edenler kimler? ABD-AB ve onların maşaları, Barzani, PKK ve içerdeki işbirlikçiler!...
Peki kafaları karıştıran Can Dündar'ın esas yapmak istediği nedir?
Filmin her tarafı doğru olsa bile sadece bu cümleyi ülkeyi parçalayacak bir dinamit gibi filmin merkezine yerleştirilmesi her şeyi berbat etmez mi? Bütün malzemesiyle en besleyici, en lezzetli yemeğin içine bir damla zehir koyarsanız yapılan yemeğe, verilen emeğe yazık olmaz mı?
Böyle bir yemeği yiyenler zehirlenmez mi? Dünyanın tanıdığı kahramanı; yapayalnız, karanlıkta uyumaktan korkan, sigaraya- içkiye düşkün, acımasız bir diktatör olarak gösterme gayreti hangi rahatsızlığın sonucudur?
Atatürk'ü zavallı birisi gibi gösterme gayretleri zavallılıktır.
Onurlu milletiyle zavallı duruma düşürdüğü emperyalist batının bugünkü temsilcileri ve onlara kul köle olmaya hazır zavallı işbirlikçileri yeni yöntemleriyle son suikast girişimleridir bu. Ama bu suikast girişimleri de başarısız bir eylem olarak tarih sayfalarında yerini alacaktır.
Türk Ulusu önderliğinde işgalci emperyalistleri zavallı duruma düşürmüştür.
Bunu tersine çevirme gayreti zavallılıktır. Bir daha tekrar edelim. Cumhuriyetin 85. yılını ve Atatürk Haftasını yaşadığımız bu günlerde O'na yapılanları; "Atatürk'e son suikast" olarak görüyoruz.
Bunu yapanlar başarısız olmuşlar ve suçüstü yakalanmışlardır. Çünkü filme koşarak giden halkımız (bazı yetkililer değil) "rezalet" deyip çıkıyor.
Milletini düşünen Atatürk'ü, kendini düşünen, yalnız, bunalımlı, içki ve zevk düşkünü acımasız bir diktatör gibi gösterme gayretine büyük tepki gösteriyorlar. Ömrünü ülkesinin ve ulusunun tam bağımsızlığına adamış, ortak değerimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü gözden düşürmekle ne kazanacaksınız? Yazıklar olsun!...
85. yılda, 85 kere yazıklar olsun!
31.10.2008 MUSTAFA DURNA ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ANTALYA ŞUBE BAŞKANI
NOT: Öncelikle yapılması gereken; Milli Eğitim Yetkililerinin ve Öğretmenlerin guruplar halinde öğrencileri "Mustafa" filmine götürme çalışmaları durdurulmalıdır. Çünkü film üzerinde çok ciddi tartışmalar vardır. Bu ticari ve amaçlı filmin izlenmesi izlettirilmesi Milli Eğitim'in görevleri arasında değildir. Emirle ya da tavsiye ile öğretmen ve öğrencilerin filmi izlemeye yönlendirmek kimsenin hakkı ve yetkisi dahilinde değildir. Aksi durumda çocuklarımızı ve gençlerimizi yanlış yola yönlendirmiş olursunuz.

No comments: